DENİZ FENERİ

sabaha böyle bir ağaç hışırtısı

saatin 03'ü vurduğu zamanlar
                iki yüreği birden ayağa kaldırırdı.

        ayaklanan yüreklerden biri olimpos'a gizlenirdi
        biri anadolu bozkırında.

tam o vakit, suların koşarak 

                      rüzgara aktığı

gökyüzünün uçsuz bucaksız denizi durulurdu.

bir durulan deniz bendim
     biri karşı kıyılarda

ve sabah onun için bir yol bulunurdu
    akmaya

           kibele koşar gelirdi.

ve yine öylesi bir anda

bir salyangoz tırmanırdı aynı inciri

bir küflü kilidin tık sesi duyulur
saksılarda aynı sardunyaların gerinmesi

bir yaşlı kadın kalkar

suskun adımlarla yürür

                      terliklerini giyer

        istavroz çıkarır veya yasin
okurdu

kilometrelerce uzakta

                     ve aynı anda.

keder bir buğu gibi yükselirdi

bir şiir başladığı dizeleri yazar

        ocaktaki ateş çıtırtılarla yanardı.

uçmaya
hazırlanan külrengi bir kuş

beş uzun yıl sonra sürgünden
        dönen bir adamın odasına

                            girebilirdi.

hasret girebilirdi
       direnme girebilirdi
             yitirilmiş bir aşk girebilirdi.

adam odadan çıkar giderdi.
çünkü ayios pavlos cezaevinin 
ve kartal maltepe' nin avlusunda

              düşünceli dolaşan birinin gölgesiydi.

gölgesiydi gölgelenmiş güneşin
umudun öldürülüşünün 

postalların bütün güzellikleri

çiğnemesinin
                     zakkumun ve bethoven' in

                     şiirin ve aşkın
          yasak edilişinin gölgesiydi.

oydu
ter ince bir ırmak gibi akarken
spil dağı eteklerinde
        ve tırhala'da tütüne koşan
        yüzü aynı esmer reçber.

başka bir yerde başka bir esmer yüz
mazgalların arasından

              gökyüzüne bakıyordu

ürkek sarı
kaçak yıldızlara

başının üstünde mazgallarda
nöbetçilerin ayak sesleri.

üç gün önce getirmişlerdi
üç gün üç gece

sadece zeytin
ekmek ve sigara.

demir kapıda küçük bir delik
havalandırma

yukarda ürkek
sarı kaçak yıldızlar.

tutuklunun adı
takis petrulastı.

belki de onun türkçesiydi.

o gece yarısı
oturdu ilk şiirini yazdı.



Behçet AYSAN
(Deniz Feneri)