kimden: inzal

Lâ'l Terennümleri - I -

bir çocuk çıkartır başını karanlıktan
sonra yine karanlığa düşer başı
karanlık susar çocuğa
oysa aydınlığa susardı
aydınlıktan çiçekler kusardı
ya şimdi kusacakları?
beyaz bir defterden okuyacakları
doğarken yanında getirdiği
yanında getirirken elinden çaldırdığı düşleri

kalemleri dağıttı doğduğunda
yazmak oldu suyun çığlıklarında
yazılanları okumaktı çocuk
ya da koca bir yazı boşluğu

yine düş kurar kalemleri dağıtmadan
peleriniyle savurur kendini ateşe
ateş beni tanır der,en çok beni tanır
en çok benimle oynar ışığında
ışığını elime verir mi ?
elimden çalar mı haramiler ?

hayır hayır kalemi dağıttıklarım düşlerimde
içindekileri sorguladıklarım mı?
sorguladıkları içimdekilerim mi?
yoksa bu şehirler benim üstüme yükselmiyor mu ?
soru işaretlerini düşe getirmemeliydi çocuk
ya da yüklenmemeliydi yaşlı zamanları

kullanmaya cesaret edemediği kelimeleri serpiştirmek geçti içinden
çıkarttı gözlerini yerinden , küstü ağlamaklı cümlelere
ağlama ey! Demek miydi hayat
sokulmak mıydı bir inin gölgesine
demeleri dememiydi de ey hayat
demelerden değmemiydi yoksa
değme..

suskularımdan boşalır bakışlarım
yaralar seni , değme
sustum ve sellendim
selime mekan olma

kurulan çardakların altında eridi konaklarım
eriyen yanımda tıkandı satırlarım
tıkandığım yerden başladı şarkı

ateşin sesi eşlik etti çocuğa
düştü sesi suyun
sözü söylemek kaldı çocuğa:
kustu suskunluğa
küstü suskunluğa
uyandı güneşe
gözleri kamaştı
uzattı parmaklarını boşluğa
dokundu sonsuzluğa
sonsuzluk dokundu çerağa

zamanı yok saydılar an'a durdular
durdular kendi gölgelerinde
sonsuzluğa duruş oldular
durulup kondular çiçeklere
en yeni doğdular
en yeni ölmek için

uLYa   &  Ömer Vural